SİVRİSİNEKLER

SİVRİSİNEKLER

Sivrisinekler holometabol böceklerdir. Yani tam başkalaşım geçirirler. Bunun anlamı kabaca şudur: Sivrisineklerin larvaları ile erginleri birbirine benzemez (örneğin çekirgede durum böyle değildir; çekirgeler yarı başkalaşım geçirirler, ergin çekirge ile yavru çekirge genel olarak birbirine benzer). Hayat döngülerinde dört dönem bulunmaktadır. Yumurta, larva ve pupa evreleri sucul, ergin evresi ise karasal habitatta geçer. Yumurtadan çıkan larvalar toplam dört larva evresi geçirirler. Dördüncü larva evresinden sonra pupa evresi gelir. Bu evrede, pupa kılıfı içinde ergine ait kısımlar oluşur ve pupadan dişi ya da erkek olmak üzere erginler çıkar. Yumurtaların açılması ortalama 2 gün, larva evreleri toplamı beslenmeye ve sıcaklığa bağlı olarak 10-18 gün, pupa evresi 4-5 gün sürer. Yumurtadan ergine kadar olan periyot en az 10 gündür.
Özellikle su sıcaklığının yumurta inkübasyon süresi üzerinde önemli bir etkisi vardır. 12 ile 32°C arasındaki sıcaklıklar yumurta inkübasyonu için uygun kabul edilse de ideal sıcaklık 23–25°C arasındadır.
Bir genelleme yapılacak olursa tüm sivrisinek türleri için inkübasyon süresi 1–4 gün sürebilmektedir.
Sivrisinekler uygun şartlarda bir seferde çok sayıda yumurta veren canlılardandır. Ayrıca yılda 2–4 (bazen 5) döl verdiklerini düşünürsek, önümüze çok yüksek bir üreme potansiyeli çıkmaktadır.
Bir sivrisinek dişisi türlere göre değişmekle birlikte, bir defada 35–450 yumurta bırakabilir.
Yumurta miktarı dişinin beslenme şartlarına, yumurtlamak için uygun bir ortam bulmasına ve o andaki iklimsel koşullara bağlıdır.
Anopheles türleri 200–400, Culex türleri 100–200, Aedes türleri 250, Culiseta türleri ise 250–300 yumurta bırakabilirler.

Sivrisinek türleri, larvaların su içinde duruşları ve hareketleriyle de çok rahatlıkla ayrılabilirler. Anopheles larvaları su yüzeyine paralel durmaları ile su yüzeyine eğik olarak asılı duran Aedes ve Culex larvalarından kolayca ayrılırlar. Anopheles larvalarının su yüzeyine paralel durmalarının nedeni sifonlarının olmaması ve solunumun stigmal olarak yapılmasından ileri gelir. Anopheles larvaları suyun hemen yüzeyinden, Culex ve Aedes larvaları daha aşağıdan beslenirler.
Larva evrelerinin süresi genel olarak suyun sıcaklığına, iklimsel koşullara, fiziko-kimyasal özelliklere, besin maddesine ve pH’a bağlıdır. Sivrisinek larvaları suda çok devinimlidirler. Sürekli olarak su yüzeyine çıkarak hava alır ve yeniden su içine dalarlar.
Sivrisinek yumurtaları su ile temas ettikten sonra, larva baş kısmındaki kesicikler yardımıyla yumurtayı alt yüzeyinden keser ve dışarı çıkar.
Larvalar gelişmeleri süresince üç kez gömlek değiştirir ve dört larval evre geçirir.
Genellikle su içindeki yosun, protozoon, mantar sporları, kendi atık gömlekleri ve diğer sivrisinek larvaları ile beslenirler. Genellikle gölge olan sularda bulunma eğilimindedirler. Özellikle öğle sıcağında yaprak altlarında ya da suda bulunan yosunların altlarına girmeyi tercih ederler. Küçük bir su çalkantısı ya da suyun üzerine gelebilecek herhangi bir etkide suyun dibine kaçarlar ve belli bir süre orada dururlar.
Larvaların yaşama ve gelişmesinde suyun fiziksel ve kimyasal özelliklerinin büyük önemi vardır. Anopheles larvaları genellikle oksijeni bol, temiz ve sığ sularda iyi gelişirken; Culex larvaları değişik su kalitesindeki habitatlarda gelişebilir. Su bitkilerinin de larvaların gelişmesinde önemli etkileri vardır.
Dördüncü gelişim evresine gelen larva önceleri çok devinimli, kısa bir süre sonra daha az devinimli pupa evresine dönüşür ve bu evrede beslenme durur. Bu yüzden sucul evre mücadelesinde, mücadele alanındaki populasyonun büyük çoğunluğu dördüncü evre larva ya da pupa evresinde oluşuyorsa, ortamda insektisit kullanmanın anlamı yoktur. Çünkü bu evrelerde beslenme durmuştur. Pupa gelişme süresi en fazla 5–6, ideal koşullarda 1–2 gün sürer.
Ergin evresini karasal habitatta geçirirler ve bu evrede uçma özelliği kazanırlar. Larva evresinde çiğneyici olan ağız parçaları, ergin evresinde sokucu-emici özellik kazanmaktadır. Her iki eşey de genel olarak çiçek ve meyvelerin özsuyu ile beslenir. Dişiler aynı zamanda yumurtaları geliştirebilmek için insan ve hayvanlardan kan emerler.
Erginler ince yapılı, küçük başlı, birleşik iri gözlü, ince ve uzun antenli ve de hortumlu, yuvarlağımsı göğüslü, yanlardan basık dar ve uzun kanatlı, ince ve uzun bacaklı, yuvarlak ve uzun karınlı canlılardır. Boyları 3–13 mm’dir.
Sivrisineklerin yaşama süresi çevrenin sıcaklık, nemlilik ve hava akımları gibi yerel koşullarına ve yeterince kan emebilmelerine bağlıdır. Bu süre ılıman ve subtropik iklim bölgelerinde genellikle 1 ayı geçmez. Tropik bölgelerde ise en çok 6 ay olabilmektedir.
Yurdumuzun iklim koşullarında, yaz aylarında en çok 1–2 ay yaşarlar. Bu süre içinde birkaç (4–10) gonotrofi (bir kan emmeden tekrar kan emerek yumurtlayana kadar geçen süre) süresi geçirirler. Her bir gonotrofi süresi 3-5-7-10 gün arasında değişir. Gonotrofi dönemleri biten sineklerin %6-10’u ölür. Bir ayın sonunda ilk kuşaktan %3-6’sı kalır. Erkekler genelde 1–2 hafta, en çok 3 hafta yaşarlar. Döllenmiş ve kan emmiş bir sivrisinek yaşamı boyunca 1–3 hafta ya da 4 döl verebilir. Bu döller arasındaki süre iklimsel şartlara göre 7–15 gündür.
Sivrisineklerin yumurtladıkları, larva ve pupalarının geliştiği, erginlerin pupadan çıktığı her çeşit durgun veya akış hızı 40 cm/sn’yi geçmeyen su ortamına üreme odağı, habitat ya da jit denir.
Her çeşit göl, gölet, bataklık, mera, havza, doğal çukur, taş oyuğu, ağaç kovuğu, çayır ya da ormanda birikmiş kar, yağmur, sulama suları, yavaş akan akarsuların kıyı kemsinde oluşan ve su bitkileri/yosunlar ile kaplı durgun kısımlar, drenaj ya da sulama kanalları, toprak arklar, terk edilmiş kuyular, sarnıçlar, çeltik tarlaları, çeşme yalakları, içinde su biriken her çeşit kap, otomobil lastikleri, fosseptikler, bataklık ya da mera içinde ve kıyısındaki hayvan ayak izleri, fabrika atık suları vb yerlerdeki temiz, az tuzlu, tuzlu ve kirli sular jit alanlarıdır.